2007'den Bugüne 92,325 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Öfke
YAZI #6801 © Yazan Psk.Banu Ceren TENEKECİOĞLU | Yayın Aralık 2020
Hayatımızın her alanında haksızlığa uğradığımızı düşünebiliriz. Haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüz zaman içimizde bir volkan patlar. Nefesimiz düzensizleşir, avuç içlerimiz terler, vücudumuz titrer/seğirir, yüzümüz kızarır, çene kaslarımız gerilir, kaşlarımız çatar… Genel olarak ortaya çıkan duygu öfkedir.
Öfke, kişinin haksızlığa uğradığını düşünmesi sonrası, yapmak istediklerinin engellenmesiyle ortaya çıkan bir duygu durumudur. Öfke normal bir duygudur, herkes öfkelenebilir. Önemli olan kişinin bu öfkeyi nasıl ortaya çıkardığı, yani davranışlarıdır. Kişi kendisini olumlu yollarla ifade edemezse ve baş etme becerilerini geliştirip, yaşadığı öfkenin kaynağına inemezse öfke saldırganlığa dönüşebilir. Her ne kadar öfke yıkıcı bir duygu olarak görülse de yaygın bir görüş öfkenin kendisinin değil, ifade ediliş biçiminin olumsuzluklara neden olduğu yönündedir.
Günlük yaşantımız içerisinde zaman zaman hepimiz haksızlığa uğradığımızı, bizi zora sokan durumlara düştüğümüzü düşünebiliriz. Bu duygu bazen o kadar yoğun ve güçlüdür ki nasıl başa çıkacağımızı bilemeyiz. Törastad’a göre öfke, planlı değil genellikle kişi engellendiğinde, haksızlığa uğradığında, eleştirildiğinde ya da küçük düşürüldüğünde ortaya çıkmaktadır. Hadi kendimize birkaç soru soralım;
 Her öfkelendiğimde haklı mıyım?
 Her öfkelendiğim durumun altında mantıklı bir sebebim var mı?
 Öfkem her zaman doğru yere mi ulaşır yoksa öfkemin adresi bazen ilgisi olmayan kişilere, durumlara kayıyor mu?
Maalesef öfke her zaman içerisinde mantık barındırmaz. Herhangi biri bize isteyerek kötülük yapmasa bile ortaya çıkabilir. Hatta bazen içimizdeki olumsuz duyguyu atamadığımız için konuyla bağlantısı olmayan başka birisine öfkemizi yansıtabiliriz. Tıpkı bir çocuk gibi… Çocuk gibi diyorum çünkü ancak bir çocuk olumsuz duygularını özellikle bakım verenlerine, çevresine yansıtır. Baş edemez ve öfkesi kendinden çıkar ve çevresine dağılır. Hepimizin içinde var o çocuktan. O çocuğu hadi gelin sağlıklı yetişkine dönüştürelim. Peki nasıl başaracağız bunu?
Dürüst davranmak gerekirse bu hiç de kolay değil. Ama bir kere öğrendikten sonra iç huzurumuzu pekiştiren hatta ve hatta daha kolay mutlu bir birey olmamızı destekleyen bir öğretidir. Yetişkin bir birey neye, neden öfkelendiğini bildiği ve “benlik” kavramı geliştiği için doğru bağlantılar kurabilir. Öfke duygusu bazen içsel bazen de çevresel durumlardan kaynaklanır. Bana göre en zoru da içseldir. Kendi içimizde yaşadığımız yetersizlik, değersizlik, iletişim becerimizin gelişmemesi öfkemizin bambaşka yerlere taşınmasına sebep olabilir. Bir müdürün kendi uğraştığı işleri kaldıramayıp, personele bağırması, bir babanın patronunun baskısından dolayı kendini güçsüz hissedip eve geldiğinde eşine, çocuğuna öfkelenmesi, bir kadının kendisini sürekli eleştirerek büyüttüğü ailesine olan öfkesini iş hayatında arkadaşlarına yansıtması gibi nice örnekler verebiliriz.
İçsel savaşımızı vermeden hayatta bir birey olarak sağlıklı adımlar atmamız pek mümkün değil. Öfkenin kontrol mekanizması iletişim becerileri, empati ve kendini sorgulamaktan geçer. Biraz başkasının davranışlarından çıkıp kendi davranışlarımızı, duygularımızı ve düşüncelerimizi sorgulama boyutuna geçmemiz gerekiyor. Nedense insanoğlu kendi olumsuzluklarını görmektense başkasının olumsuzluklarını görmekte daha başarılı oluyor.
“Ben neden şimdi bağırdım, beni gerçekten şu anda öfkelendiren şey nedir?”
“Kendimi bu kadar engellenmiş hissetmem sadece bu olaya mı bağlı yoksa bunun benim geçmiş yaşantımla bir bağlantısı var mı?”
“Bana yapılan şeyi hak etmedim ve bu beni çok öfkelendiriyor. Peki, zaten haksızlığa uğradığım için canım yanarken bu öfkenin dinmesi için neler yapabilirim? Benim sağlıklı baş etme yöntemlerim neler?”
“Ben kimim? Bu söylenenlerin benim için nasıl bir önemi var?”
Başkalarıyla, yaşadıklarımızla değil aslında kavgamız, kendimizle. Kaçışımızdan, yöneltmelerimizden belli değil mi? Benliğim mi, öfkem mi, yaşadıklarım mı daha büyük? Oturduğum makam koltuğum mu yoksa hizmet verdiğim çalışanlarım mı daha büyük? Savaşıyorum kendimle öfkem mi daha büyük şefkatim mi? Aynayı kendimize tutmak daha zor, daha acı verici oluyor.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Banu Ceren TENEKECİOĞLU'nun Yazıları
► Öfke Nedir? Öfke Kontrolü Mümkün mü? Uzm.Psk.Dnş.Yalçın YILMAZ
► Öfke Kontrolü (Öfke Yönetimi) Psk.Seda BOYACIOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Öfke' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Yalnızlık Aralık 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:05
Top