2007'den Bugüne 92,325 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yalnızlık
YAZI #6800 © Yazan Psk.Banu Ceren TENEKECİOĞLU | Yayın Aralık 2020
ÇOK YALNIZIM
“O kadar yalnızım ki, kimsenin beni anlayıp, yardımcı olabileceğini düşünmüyorum”
“Çevremde bir sürü insan var. Ailem, dostlarım… Beni çok seviyorlar biliyorum. Ama içimdeki yalnızlığın çığlıklarını susturamıyorum”
“Kimseyle yakınlık kuramıyorum, korkuyorum. ÇOK YALNIZIM”
Hangimiz kurmadık bu cümleleri. Zaman zaman yalnızlık hissetmedik mi çevremizdeki kalabalığa rağmen. Hiç mi o kalabalığın içindeyken, herkes konuşup, gülerken, karşılıklı tartışırken içimize çekilip yalnızlığımıza gömülmedik. Neydi peki bu yalnızlık? Gerçekten yalnız mıydık yoksa sadece kanıtı olmayan, gerçekliği olmayan bir hissiyat mı?
Bu yazıda bahsedilen yalnızlık kavramı 2 anlam taşımaktadır. Birileri tarafından anlaşılma, yanında destek olarak birilerini arama ihtiyacından doğan yalnızlık duygusu, bir diğeri ise tek başına kalma isteğinden doğan yalnızlık duygusu. Birinde bir ihtiyaçtan doğan yalnızlık, diğerinde ise kişinin kendi seçimi.
Genel olarak yalnızlık, kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini paylaşabileceği kişi ya da kişileri bulamadığı zaman yaşadığı bir durum olarak tanımlanmaktadır. Hatta iç dünyamı merak edip hissettiğim yalnızlık duygusuyla, beni dinleyen birini bulduktan sonra bir de karşımdaki kişinin beni anladığından, bana destek olacağından emin olmam lazım. Hadi emin oldum, bunun bir devamlılığı da olması lazım ki beni anlamış birini bulmuşken onu kaybedip tekrardan kendimi yalnızlık duygusu içinde bulmayayım. Gerçekçi bir yaklaşım mı bu? Kesinlikle değil. Peki o yalnızlık duygusu içinde ihtiyacımız olan şey içimdekilerin anlaşılması ve o anlaşılmanın devamlılığı, sürekliliği mi? Çoğunlukla evet. İşte alın size bir ihtiyaç ve o ihtiyacın karşılanmaması sonucunda oluşan yalnızlık duygusu.
Birçok filozofik yaklaşım yalnızlığı, bireyin gelişimi için esas bir duygu olarak görmüşlerdir. Kişi yalnızlık duygusu ile bireysel özgürlüğüne kavuşur, seçimleri, sorumlulukları, kendini gerçekleştirmesi için bir aracı olur yalnızlık. Yani kendini bulmaya çalışan bir kişi –ki zor iştir, ağır bir yüktür- zaman zaman gerçekte yalnız olmadan, içindeki soruların cevabını bulmak adına kendini insanlardan soyutlayabilir. Ya da evet çevresinde gerçekten onu anlayacak, destek olacak kimse yokken birilerini arama ihtiyacından ziyade kendi içine döner insan. Tıpkı kalabalığın içinde birden susman, kendi içine çekilmen ve sorgulaman gibi, özgürce, etrafındakileri düşünmeden, kendine dönmen yüzünü…
Yapılan psikolojik araştırmalarda Tillich (1952), özgürlüğün yalnızlık üzerindeki boyutunu eklemiş ve özgürlüğün gerçekleşebilmesinin kişinin seçimlerinin risk alma ve cesaretli davranmayla gerçekleşebileceğini vurgulamıştır. Harika, geldik mi şimdi de “güvenlik alanı” mevzusuna! Yani diyor ki, çık azıcık o alandan. Tanıdık yüzler, aynı yerler, içindeki yalnızlığı başkalarının seni anlamasına ve ya hayatına girmesiyle söndürme çabasından ziyade kendi olmanın cesareti ve var olma gücüne yönel. Haklı. Kendi kendime yetemeden nasıl olacak da varlığımı ispat edeceğim şu koca dünyada ya da kim gerçekten yetebilecek bana da yalnızlık duygumun geçmesini sağlayabilecek. O zaman hayatın içinde bazı zamanlar yaşadığım olaylara karşılık kendi içime çekilmem, kendimi, yaşadıklarımı tahlil etmek için kendime bir fırsat vermem, yalnızlık duygusu ile gerçekleşebiliyor. Kendimi gerçekleştirebilmek için o kalabalığın içinde bile, destekçilerim olsa bile yalnız kalmayı tecrübe ediyorum, tercih ediyorum. Kendi olgunluğum, bireysel gelişimim için acı içinde geçiriyorum o yalnızlık safhasını. Kaçınılmazı yaşıyorum bireyselliğim, özgürlüğüm için. Hımm. Sevdim bunu.
Genel olarak yalnızlık kavramı bir durumdan çok bir duygu, hissiyat olarak çıkıyor karşımıza. Elde ettiklerimizle elde edemediklerimiz arasındaki uçurum yalnızlık duygusunu arttırıyor. O uçurum benim benliğimde gizli aslında, aklımda. O yüzden kendi içime yönelip açlığımın sebebini bulmalıyım önce. Bulamadığım aşkın yalnızlığı, anlaşılmamışlığın getirdiği yalnızlık, reddedilmenin getirdiği yalnızlık, öz-saygı eksikliğinin oluşturduğu yalnızlık… Bunların hepsi benimle alakalı bir şey anlatıyor, hepsi bütün olarak benim kafamdaki uçurumun sebebi ve anlamlandırmam için ortaya çıkıyor yalnızlık sanki. Ben diyorum ki, bireysel bir yolculuk haline getirilirse yalnızlık duygusu, özgürleşirsem eğer azıcık o güvenlik alanından çıkıp, açlıklarımı başkalarıyla doyurma alışkanlığımdan, isteğimden vazgeçersem kendimi işte o zaman gerçekleştirebileceğim. Kendimle zaman geçirdiğimde, içime dönüp azıcık yalnız kaldığım zaman bireyselleşeceğim. Çünkü o zaman “yalnızım ben” demeyeceğim. Yalnızlık duygumla sarmalayacağım kendimi ve sonunda kendime varacağım. Ne demiş Andrey Tarkovski “Kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin.”
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Banu Ceren TENEKECİOĞLU'nun Yazıları
► Yalnızlık Psk.Dila HOTLAR
► Yalnızlık Dr.Psk.Tayfun DOĞAN
► Yalnızlık Hissi Psk.Dilara ZEYBEK
► Yalnızlık Sendromu Psk.Namık ACAR
► Mobing ve Yalnızlık Erhan SARICA
► Ergen ve Yalnızlık Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Yalnızlık Psikolojisi Psk.Dnş.Halil İbrahim ÇABUK
► Yaşam ve Yalnızlık Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Yalnızlık' başlığıyla benzeşen toplam 11 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Öfke Aralık 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:23
Top