Çocuklara Sınır Koyma ve Disiplin
Çocuğumu disipline sokmam şart mı?
Ben özgür çocuk yetiştirmek istiyorum!
Kıyamıyorum o daha çok küçük!
Tutarlı olamıyorum ama!
Sıklıkla ailelerden duyduğum bu cümlelerin açıklığa kavuşması adına, konumuzu sınır koyma ve disiplin olarak seçtim. Deneyimlerim sonucunda ebeveynlerin disiplin- ceza, sınır koyma - özgürlük kavramlarını karıştırdıklarını gördüm. Kendi çocukluk yaşantılarında ki disiplin yöntemlerinin sonuçlarına göre bu kavramlara objektif bakamadıklarını, hassasiyetleri oranında zorlandıklarını gözlemledim. Oysa ki, gelişimsel açıdan bakıldığında çocukların sınırlara olan ihtiyaçları son derece önemli ve gereklidir.
Disiplin sağlıklı büyüme ve gelişme için kaçınılmaz bir gereklilik olduğu gibi, öğrenme mekanizmasının da ayrılmaz bir parçasıdır. Buradaki sorun disiplin kavramı ile ceza kavramlarının eşanlamlı olarak kullanılıyor olmasıdır. Çocuğunuzun tavır ve hareketlerini düzenleyen çeşitli kurallar ve beklentiler, disiplini meydana getirir. Çocuğunuza geçerli kurallara uymayı öğretmeniz, dış dünyaya uyum sağlamasında ve sosyal yönden kabul edilen tutum ve davranışları benimsemesinde ona yardımcı olur. Bu sayede çocuğunuz başka insanların haklarının farkına vardığı gibi, onlara saygı göstermeyi de öğrenir. Ayrıca disiplin sayesinde çocuğunuzun ilgisini yalnızca kendi benliğinde toplamamayı (egosantrik yapıda katılık ) diğer kimselerin duygu ve düşüncelerini dikkate alarak davranmayı öğretirsiniz. Böylece kendi dürtüselliğine saplanmadan yıkıcı davranışlar sergilemez.
Disiplinin, büyümekte olan çocuğun gelişiminde pek çok başka katkısı da olur. Dünyanın düzenli bir yer olduğunu ve tutarlı biçimde düzenlenmiş sınırlamaların, olayların önceden tahmin edilebilir olma özelliğini kazandırdığını öğrenir. Disiplin, sosyal ve kültürel yapıları oluşturur ve gerekli tutarlılık ve bütünlüğü sağlar. Örneğin dil, çeşitli kuralları olan ve insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir düzenlemedir. Disiplinin olmadığı yerde anlaşma, uzlaşma yerine karmaşa egemendir.
Anne babaların çocuklarıyla ilişkilerini konu edinen pek çok yerde disiplin ile ceza kavramlarının sık sık birbirleriyle karıştırıldığı gözlenmektedir. Ceza öz olarak disiplinden tamamen farklıdır; bununla birlikte varlığı disiplin kavramının kapsamına girer. Ceza yerleşmiş kurallardan sapma karşılığında ödenen bir sonuçtur.
Çocuğunuzu disipline sokma çabanız, onun davranış ve hareket tarzıyla ilgilendiğinizin bir kanıtıdır. Normal olarak hiçbir disiplin düzenlenmesinin olmayışı çocuk tarafından ilgi noksanlığı olarak algılanabilir. Ancak çocuğunuzu istediğiniz şekilde disipline sokmanızın en önemli şartı, onun sizin kendisine önem verdiğinizi, kendisiyle ilgilendiğinizi bilmesi, hissetmesidir. Dengeli ve ölçülü tutumların varlığı bu noktada önem kazanır. Tepkileriniz deki tutarsızlık çocuğunuzun endişeli olmasına yol açar. Bu endişe aşırı dürtüsel davranışlarla kendini gösterebilir. Çocuğun kendini güvensiz, güçsüz ya da terk edilmiş hissetmesine yol açar. İlgisiz bir tutumla karşılaşan çocuklarda davranış sorunları dikkati çekme, varoluşunu kanıtlama ihtiyacıyla yoğunlaşabilir.
Bu nedenle kuralların tutarlı, koruyucu, uygulanabilir ve çocuğunuzun kişilik özelliklerine duygusal yapısına bağlı olarak belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Ben özgür çocuk yetiştirmek istiyorum!
Kıyamıyorum o daha çok küçük!
Tutarlı olamıyorum ama!
Sıklıkla ailelerden duyduğum bu cümlelerin açıklığa kavuşması adına, konumuzu sınır koyma ve disiplin olarak seçtim. Deneyimlerim sonucunda ebeveynlerin disiplin- ceza, sınır koyma - özgürlük kavramlarını karıştırdıklarını gördüm. Kendi çocukluk yaşantılarında ki disiplin yöntemlerinin sonuçlarına göre bu kavramlara objektif bakamadıklarını, hassasiyetleri oranında zorlandıklarını gözlemledim. Oysa ki, gelişimsel açıdan bakıldığında çocukların sınırlara olan ihtiyaçları son derece önemli ve gereklidir.
Disiplin sağlıklı büyüme ve gelişme için kaçınılmaz bir gereklilik olduğu gibi, öğrenme mekanizmasının da ayrılmaz bir parçasıdır. Buradaki sorun disiplin kavramı ile ceza kavramlarının eşanlamlı olarak kullanılıyor olmasıdır. Çocuğunuzun tavır ve hareketlerini düzenleyen çeşitli kurallar ve beklentiler, disiplini meydana getirir. Çocuğunuza geçerli kurallara uymayı öğretmeniz, dış dünyaya uyum sağlamasında ve sosyal yönden kabul edilen tutum ve davranışları benimsemesinde ona yardımcı olur. Bu sayede çocuğunuz başka insanların haklarının farkına vardığı gibi, onlara saygı göstermeyi de öğrenir. Ayrıca disiplin sayesinde çocuğunuzun ilgisini yalnızca kendi benliğinde toplamamayı (egosantrik yapıda katılık ) diğer kimselerin duygu ve düşüncelerini dikkate alarak davranmayı öğretirsiniz. Böylece kendi dürtüselliğine saplanmadan yıkıcı davranışlar sergilemez.
Disiplinin, büyümekte olan çocuğun gelişiminde pek çok başka katkısı da olur. Dünyanın düzenli bir yer olduğunu ve tutarlı biçimde düzenlenmiş sınırlamaların, olayların önceden tahmin edilebilir olma özelliğini kazandırdığını öğrenir. Disiplin, sosyal ve kültürel yapıları oluşturur ve gerekli tutarlılık ve bütünlüğü sağlar. Örneğin dil, çeşitli kuralları olan ve insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir düzenlemedir. Disiplinin olmadığı yerde anlaşma, uzlaşma yerine karmaşa egemendir.
Anne babaların çocuklarıyla ilişkilerini konu edinen pek çok yerde disiplin ile ceza kavramlarının sık sık birbirleriyle karıştırıldığı gözlenmektedir. Ceza öz olarak disiplinden tamamen farklıdır; bununla birlikte varlığı disiplin kavramının kapsamına girer. Ceza yerleşmiş kurallardan sapma karşılığında ödenen bir sonuçtur.
Çocuğunuzu disipline sokma çabanız, onun davranış ve hareket tarzıyla ilgilendiğinizin bir kanıtıdır. Normal olarak hiçbir disiplin düzenlenmesinin olmayışı çocuk tarafından ilgi noksanlığı olarak algılanabilir. Ancak çocuğunuzu istediğiniz şekilde disipline sokmanızın en önemli şartı, onun sizin kendisine önem verdiğinizi, kendisiyle ilgilendiğinizi bilmesi, hissetmesidir. Dengeli ve ölçülü tutumların varlığı bu noktada önem kazanır. Tepkileriniz deki tutarsızlık çocuğunuzun endişeli olmasına yol açar. Bu endişe aşırı dürtüsel davranışlarla kendini gösterebilir. Çocuğun kendini güvensiz, güçsüz ya da terk edilmiş hissetmesine yol açar. İlgisiz bir tutumla karşılaşan çocuklarda davranış sorunları dikkati çekme, varoluşunu kanıtlama ihtiyacıyla yoğunlaşabilir.
Bu nedenle kuralların tutarlı, koruyucu, uygulanabilir ve çocuğunuzun kişilik özelliklerine duygusal yapısına bağlı olarak belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.