Obezite Cerrahisi Bir Ekip İşidir !!
Obezite sağlığı olumsuz etkileyen, yaşam süresini kısaltan, sağlık problemlerine yol açan vücut yağlarının aşırı artmasıyla karakterize tıbbi bir durumdur. Birçok çalışma vücut kitle indeksi (VKİ) oranının, hayatı tehdit eden, hipertansiyon, diyabet, ateroskleroz, uyku apnesi, osteoartrit gibi komorbid hastalıklarla güçlü ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca kanser riski (meme, kolon, uterus, akciğer , prostat gibi) ve erken ölümlerle de ilişkili bulunmuştur.
ŞEKER HASTALARININ %90 ‘ı AŞIRI KİLOLU!!
Obezite, Tip 2 diyabet ( şeker hastalığı) için öncelikli risk faktörüdür ve şeker hastalarının neredeyse % 90’ı aynı zamanda aşırı kilolu ve obez olarak tabir edilen vücut kitle indeksi normal sınırların üzerinde olan kişilerdir. Şeker hastalığı gelişme riski, vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olan kişilerde çok daha fazladır. Obez bireylerde ağırlık kaybının tip 2 diyabet (şeker hastalığı) görülme riskini önemli şekilde düşürdüğü bilimsel çalışmalarda da gösterilmiştir. Ciddi sağlık sorunlarına neden olan obezitenin önlenmesi neden olduğu kronik hastalıkların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Türkiye'de erkeklerin dörtte birinde (yüzde 25), kadınların ise yarıya yakınında (yüzde 44) obezite sorunu olduğu tespit edilmiştir. Bu oran 10 yıl önce çok daha az iken, günümüzde erkeklerde iki kat artmış; hatta 50 yaş üzeri kadınlarda da yüzde 40'tan az iken, yüzde 50'ye yükselmiştir.
YÜKSEK KALORİLİ GIDALAR OBEZİTE ORANINDA ARTIŞA SEBEP OLMAKTADIR !!
Sol yıllarda hayat şartlarının düzelmesi, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, yani daha yüksek kalorili gıdalar ile beslenme ve alkol tüketimi gibi faktörler obezite oranında artışa neden olmuştur. Özellikle genç yaşlarda obezitenin getirdiği tıbbi ve sosyal sorunlar, hastaları diyet dışı yöntemler arayışına sokmuştur. Morbid obez kişilerin sadece yüzde 2-3'ü diyet ve egzersiz programıyla kilo verip, ideal kilolarında kalabilmektedir. Geri kalan kısım ise gerek kişisel sebeplerden gerekse kilo fazlalarından dolayı başarısız olmaktadır. Aynı zamanda obezite cerrahisinin özellikle son beş yılda gelişim kaydetmesi, komplikasyon oranlarının düşmesi de bu tercihlerde etkili olmuştur.
OBEZİTE CERRAHİSİ BİR EKİP İŞİDİR !!
Obezite cerrahisinin başarı oranı deneyimli ve eğitimli ellerde çok daha yüksektir. Ancak hem tüp mide ameliyatları sonrası hem de bypass ameliyatları sonrası hastalarda geri kilo artışı gözlenebilmektedir. Unutulmamalıdır ki morbid obezite tedavisinde cerrahi operasyon işin sadece başlangıç aşamasıdır. Obezite cerrahisinin başarısında, hastanın yeni yaşam tarzını benimsemesi, bariatrik ve metabolik cerrahi uzmanı, beslenme ve diyetetik uzmanı ve ekiplerinin gözetiminde kontrollerine devam edilmesi , ameliyat sonrasında sağlıklı ve dengeli beslenmesi için oluşturulan beslenme programına uyması, gerekiyorsa uzman doktorun belirlediği besin, vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak kullanması , spor ve egzersizi yaşam şekli haline getirmesi büyük önem taşımaktadır. Obezite cerrahisinden sonra uygulanacak olan beslenme programları bir diyet gibi görülmemeli , edinilecek bu sağlıklı beslenme alışkanlıkları bundan sonraki yeni yaşam biçimi olarak düşünülmelidir.
ŞEKER HASTALARININ %90 ‘ı AŞIRI KİLOLU!!
Obezite, Tip 2 diyabet ( şeker hastalığı) için öncelikli risk faktörüdür ve şeker hastalarının neredeyse % 90’ı aynı zamanda aşırı kilolu ve obez olarak tabir edilen vücut kitle indeksi normal sınırların üzerinde olan kişilerdir. Şeker hastalığı gelişme riski, vücut kitle indeksi 35’in üzerinde olan kişilerde çok daha fazladır. Obez bireylerde ağırlık kaybının tip 2 diyabet (şeker hastalığı) görülme riskini önemli şekilde düşürdüğü bilimsel çalışmalarda da gösterilmiştir. Ciddi sağlık sorunlarına neden olan obezitenin önlenmesi neden olduğu kronik hastalıkların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda Türkiye'de erkeklerin dörtte birinde (yüzde 25), kadınların ise yarıya yakınında (yüzde 44) obezite sorunu olduğu tespit edilmiştir. Bu oran 10 yıl önce çok daha az iken, günümüzde erkeklerde iki kat artmış; hatta 50 yaş üzeri kadınlarda da yüzde 40'tan az iken, yüzde 50'ye yükselmiştir.
YÜKSEK KALORİLİ GIDALAR OBEZİTE ORANINDA ARTIŞA SEBEP OLMAKTADIR !!
Sol yıllarda hayat şartlarının düzelmesi, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, yani daha yüksek kalorili gıdalar ile beslenme ve alkol tüketimi gibi faktörler obezite oranında artışa neden olmuştur. Özellikle genç yaşlarda obezitenin getirdiği tıbbi ve sosyal sorunlar, hastaları diyet dışı yöntemler arayışına sokmuştur. Morbid obez kişilerin sadece yüzde 2-3'ü diyet ve egzersiz programıyla kilo verip, ideal kilolarında kalabilmektedir. Geri kalan kısım ise gerek kişisel sebeplerden gerekse kilo fazlalarından dolayı başarısız olmaktadır. Aynı zamanda obezite cerrahisinin özellikle son beş yılda gelişim kaydetmesi, komplikasyon oranlarının düşmesi de bu tercihlerde etkili olmuştur.
OBEZİTE CERRAHİSİ BİR EKİP İŞİDİR !!
Obezite cerrahisinin başarı oranı deneyimli ve eğitimli ellerde çok daha yüksektir. Ancak hem tüp mide ameliyatları sonrası hem de bypass ameliyatları sonrası hastalarda geri kilo artışı gözlenebilmektedir. Unutulmamalıdır ki morbid obezite tedavisinde cerrahi operasyon işin sadece başlangıç aşamasıdır. Obezite cerrahisinin başarısında, hastanın yeni yaşam tarzını benimsemesi, bariatrik ve metabolik cerrahi uzmanı, beslenme ve diyetetik uzmanı ve ekiplerinin gözetiminde kontrollerine devam edilmesi , ameliyat sonrasında sağlıklı ve dengeli beslenmesi için oluşturulan beslenme programına uyması, gerekiyorsa uzman doktorun belirlediği besin, vitamin ve mineral takviyelerini düzenli olarak kullanması , spor ve egzersizi yaşam şekli haline getirmesi büyük önem taşımaktadır. Obezite cerrahisinden sonra uygulanacak olan beslenme programları bir diyet gibi görülmemeli , edinilecek bu sağlıklı beslenme alışkanlıkları bundan sonraki yeni yaşam biçimi olarak düşünülmelidir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.