Nedir Bu Depresyon Dedikleri?
NEDİR bu DEPRESYON dedikleri?
Kişinin duygu durumundaki bozulmadır. Depresyon yerine ‘duygusal durum bozukluğu‘ terimi de sıklıkla kullanılmaktadır. Depresyonu yaşayan kişi, en az iki hafta boyunca devam eden isteksizlik, hayattan zevk almama, karamsarlık, iştahsızlık ya da aşırı iştah artışı sıkıntı, uykusuzluk ve keder duygularından yakınır.
Depresyonun Nedenleri?
-Genetik: Birçok araştırma depresyonun nedenini insanların kalıtsal olarak atalarından aldıkları ve onları depresyona yatkın kılan genlere bağlamaktadır. Ciddi bir depresyon geçirmiş olan bir insanın çocukları ve akrabaları diğer insanlardan fazla risk faktörü taşır ve bu nedenle de depresif duruma yatkınlık gösterir.
-Beyindeki biyolojik değişimler: Hastalığın başlangıcından hemen önce ya da rahatsızlık sırasında beyinde birçok biyolojik değişmenin olduğu bulunmuştur. Bu kimyasal maddelere nöro-transmitterler (seratonin, dopamin gibi) denir. Bu değişimler kalıcı değildir, hastalık atlatıldıktan sonra değişiklikler kaybolur.
-Hormon sistemindeki değişimler: Özelikle böbrek üstündeki bezlerden salgılanan kortizol ve tiroid bezinden salgılanan tiroid hormonlarındaki değişimler duygu durumu etkilemektedir.
-Psiko-sosyal etkenler: Travma, yas, ilişki sorunları, kültürel etkenler.
Çocuk ve Ergenlerde Depresyon
Çocuk ve ergenlerde depresyonun görünümü erişkinlerde görülenden farklıdır. Özellikle ergenlerde depresyon sosyal geri çekilme, agresif davranış, apati, uyku bozuklukları ve kilo kaybı ya da aşırı kilo artışı gibi belirtilerle ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca bedensel yakınmalar, benlik saygısı sorunları, başkaldırıcı tutumlar, okul başarısında bozulma ve risk taşıyan davranışlar sergileme gibi özellikler de görülebilmektedir. Öz-kıyım riski, ilişki problemleri, alkol-madde kullanımı gibi riskli durumların değerlendirilmesi önemlidir.
Depresyondan nasıl korunuruz?
Ruh durumumuzu iyileştirmek ve yaşamımızın kontrolünü ele geçirmek için hareketsizlik ile mücadele etmek gerekir. Yapacağımız işleri planlamak ve yapmaktan hoşlandığımız işlerin sayısını artırarak hareketsizliği azaltabiliriz. Hobilerin ve spor aktivitenin de bu duruma katkısı olacaktır.
Duygularımız ve onlarla birlikte zihnimizde oluşan düşüncelerimizi fark edip, düşüncelerimizdeki hataların yakalanarak daha mantıklı yanların bulunup olumsuz yöndeki yanlılıktan kurtulabilinir. Sizi belli durumlara karşı daha duyarlı hale getiren kişisel kuralların (aşırı katılık, aşırı mükemmeliyetçilik gibi) farkına varılarak, uç noktalara ulaşmadan değiştirilebilmesi ve esnetilebilmesi de duygu-durumun düzeltilmesinde önem kazanır. Bilişsel ve davranışçı terapilerde bu alandan yola çıkılarak ortaya atılan kuramlardan gelişmiştir.
Uyku ve beslenme düzenine dikkat etmek, yeterli süre kaliteli uyku ve vitamin-mineral içeriği zengin beslenmek de (omega-3, demir, B 12, folik asit gibi) duygu-durumun düzenlenmesine yardımcıdır.
Kişinin duygu durumundaki bozulmadır. Depresyon yerine ‘duygusal durum bozukluğu‘ terimi de sıklıkla kullanılmaktadır. Depresyonu yaşayan kişi, en az iki hafta boyunca devam eden isteksizlik, hayattan zevk almama, karamsarlık, iştahsızlık ya da aşırı iştah artışı sıkıntı, uykusuzluk ve keder duygularından yakınır.
Depresyonun Nedenleri?
-Genetik: Birçok araştırma depresyonun nedenini insanların kalıtsal olarak atalarından aldıkları ve onları depresyona yatkın kılan genlere bağlamaktadır. Ciddi bir depresyon geçirmiş olan bir insanın çocukları ve akrabaları diğer insanlardan fazla risk faktörü taşır ve bu nedenle de depresif duruma yatkınlık gösterir.
-Beyindeki biyolojik değişimler: Hastalığın başlangıcından hemen önce ya da rahatsızlık sırasında beyinde birçok biyolojik değişmenin olduğu bulunmuştur. Bu kimyasal maddelere nöro-transmitterler (seratonin, dopamin gibi) denir. Bu değişimler kalıcı değildir, hastalık atlatıldıktan sonra değişiklikler kaybolur.
-Hormon sistemindeki değişimler: Özelikle böbrek üstündeki bezlerden salgılanan kortizol ve tiroid bezinden salgılanan tiroid hormonlarındaki değişimler duygu durumu etkilemektedir.
-Psiko-sosyal etkenler: Travma, yas, ilişki sorunları, kültürel etkenler.
Çocuk ve Ergenlerde Depresyon
Çocuk ve ergenlerde depresyonun görünümü erişkinlerde görülenden farklıdır. Özellikle ergenlerde depresyon sosyal geri çekilme, agresif davranış, apati, uyku bozuklukları ve kilo kaybı ya da aşırı kilo artışı gibi belirtilerle ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca bedensel yakınmalar, benlik saygısı sorunları, başkaldırıcı tutumlar, okul başarısında bozulma ve risk taşıyan davranışlar sergileme gibi özellikler de görülebilmektedir. Öz-kıyım riski, ilişki problemleri, alkol-madde kullanımı gibi riskli durumların değerlendirilmesi önemlidir.
Depresyondan nasıl korunuruz?
Ruh durumumuzu iyileştirmek ve yaşamımızın kontrolünü ele geçirmek için hareketsizlik ile mücadele etmek gerekir. Yapacağımız işleri planlamak ve yapmaktan hoşlandığımız işlerin sayısını artırarak hareketsizliği azaltabiliriz. Hobilerin ve spor aktivitenin de bu duruma katkısı olacaktır.
Duygularımız ve onlarla birlikte zihnimizde oluşan düşüncelerimizi fark edip, düşüncelerimizdeki hataların yakalanarak daha mantıklı yanların bulunup olumsuz yöndeki yanlılıktan kurtulabilinir. Sizi belli durumlara karşı daha duyarlı hale getiren kişisel kuralların (aşırı katılık, aşırı mükemmeliyetçilik gibi) farkına varılarak, uç noktalara ulaşmadan değiştirilebilmesi ve esnetilebilmesi de duygu-durumun düzeltilmesinde önem kazanır. Bilişsel ve davranışçı terapilerde bu alandan yola çıkılarak ortaya atılan kuramlardan gelişmiştir.
Uyku ve beslenme düzenine dikkat etmek, yeterli süre kaliteli uyku ve vitamin-mineral içeriği zengin beslenmek de (omega-3, demir, B 12, folik asit gibi) duygu-durumun düzenlenmesine yardımcıdır.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.