İlk Ben - Mülkiyet Bağlantısı
İLK BEN
- MÜLKİYET BAĞLANTISI
Çocukken çoğumuzun birlikte uyuduğu, yanından hiç ayırmadığı bir oyuncağı olmuştur. Bu kiminde oyuncak ayı, kiminde bir bebeklik battaniyesi, kiminde de –kız çocuklarında – oyuncak bir bebektir.
Çocuğun ilk mülkiyet duygusunun gelişmesinde önemli olan bu ilk bağlantı nesneleri, genellikle çocuk tarafından, yumuşak dokunulması hoşa giden materyallerden seçilmiştir.
Bizim ona sunduğumuz oyuncaklar arasında yumuşaklığı, dokunmasının hoş olması ve zamanla o nesnenin üzerine sinen koku çocuk için önemlidir.
Bu ilk bağlantı ve geçiş nesneleri zamanla önemini azalarak yitirir ve hayatımızda daha sonra hatırlanmak üzere yerlerini başka nesne ilişkilerine bırakırlar.
Bu dönemde çocuğun battaniye, pelüş ayı gibi bir bağlanma nesnesi var ise elinden almak ve yıkamak yanlış sonuçlar doğurur.
Çocuk ona sinen kokuyu sevmekte ve onunla rahatlamaktadır. Yanından hiç ayırmadığı bu oyuncağın onun hayatında farklı bir yeri ve önemi vardır. Kendisi ile kendisinin bir uzantısı gibi algıladığı ve yaşadığı ilk çocukluk dönemine uygun olarak egosantrik - benmerkezci – yapısına bu nesneyi bağlar.
İşte nesnenin elinden alınması ya da yıkanarak kokusunun değiştirilmesi çocuk için kendisine ait bir parçanın ve kendi mülkiyetinde olan bir şeyin kendinden izinsiz farklılaştırılması ya da ortadan hepten kaybolması anlamına gelir.
Bunun ileri ki yıllarda ki bağlanma modellerine yanlış bir taban oluşturacağı düşünülmektedir.
Bazı ebeveynler, tüyleri ağzına girer ya da midesine kaçar diye çocuğun elinden bu materyalleri almaktadırlar. O zaman oyuncak alırken yani çocuğun buna bağlanmasından evvel alacağımız oyuncaklar yavrularımızın sıhhatini de göz önünde bulundurularak seçilmelidir.
Önce fiziksel sıhhatini korumak için, sonradan ruhsal durumda bozulmayı göze almakta bir mana yoktur. Bu durum, baştan biraz dikkat ile halledilebilecek kolaylıktadır.
Çocuklar ilk yılarında egosantriktir demiştik bunu şöyle açıklayabiliriz. Çocuğa güneş neden doğar dediğinizde o size, güneş doğunca dışarı çıkıp, oynayabileyim diye cevap verir.
Bu ilk çocukluk yıllarında (0-3 yaş) her şeyin merkezi olarak kendini algılayan çocuk, elinden alınan oyuncağında da gerçek sebep yerine kendini suçlama eğilimindedir.
Bu örnekten yola çıkarak söylemek istediklerimi şöyle toparlamam gerektiğini düşünüyorum;
Çocuklar hayata bizim gözlerimizle bakmazlar, biz de çocukluğumuzu unutmuş ebeveynler olarak onları anlamakta zorlanabiliriz. Çocuktur unutur gibi tümcelerin yanlışlığından daha önce ki yazılarımda da bahsetmiştim. Sizin dünyanızda kapınızın önündeki araba ya da evinize yeni aldığınız salon takımı ne kadar önemli ise onun dünyasında da yanından ayırmadığı, koklayarak uyuduğu oyuncak tavşanı o kadar önemlidir.
- MÜLKİYET BAĞLANTISI
Çocukken çoğumuzun birlikte uyuduğu, yanından hiç ayırmadığı bir oyuncağı olmuştur. Bu kiminde oyuncak ayı, kiminde bir bebeklik battaniyesi, kiminde de –kız çocuklarında – oyuncak bir bebektir.
Çocuğun ilk mülkiyet duygusunun gelişmesinde önemli olan bu ilk bağlantı nesneleri, genellikle çocuk tarafından, yumuşak dokunulması hoşa giden materyallerden seçilmiştir.
Bizim ona sunduğumuz oyuncaklar arasında yumuşaklığı, dokunmasının hoş olması ve zamanla o nesnenin üzerine sinen koku çocuk için önemlidir.
Bu ilk bağlantı ve geçiş nesneleri zamanla önemini azalarak yitirir ve hayatımızda daha sonra hatırlanmak üzere yerlerini başka nesne ilişkilerine bırakırlar.
Bu dönemde çocuğun battaniye, pelüş ayı gibi bir bağlanma nesnesi var ise elinden almak ve yıkamak yanlış sonuçlar doğurur.
Çocuk ona sinen kokuyu sevmekte ve onunla rahatlamaktadır. Yanından hiç ayırmadığı bu oyuncağın onun hayatında farklı bir yeri ve önemi vardır. Kendisi ile kendisinin bir uzantısı gibi algıladığı ve yaşadığı ilk çocukluk dönemine uygun olarak egosantrik - benmerkezci – yapısına bu nesneyi bağlar.
İşte nesnenin elinden alınması ya da yıkanarak kokusunun değiştirilmesi çocuk için kendisine ait bir parçanın ve kendi mülkiyetinde olan bir şeyin kendinden izinsiz farklılaştırılması ya da ortadan hepten kaybolması anlamına gelir.
Bunun ileri ki yıllarda ki bağlanma modellerine yanlış bir taban oluşturacağı düşünülmektedir.
Bazı ebeveynler, tüyleri ağzına girer ya da midesine kaçar diye çocuğun elinden bu materyalleri almaktadırlar. O zaman oyuncak alırken yani çocuğun buna bağlanmasından evvel alacağımız oyuncaklar yavrularımızın sıhhatini de göz önünde bulundurularak seçilmelidir.
Önce fiziksel sıhhatini korumak için, sonradan ruhsal durumda bozulmayı göze almakta bir mana yoktur. Bu durum, baştan biraz dikkat ile halledilebilecek kolaylıktadır.
Çocuklar ilk yılarında egosantriktir demiştik bunu şöyle açıklayabiliriz. Çocuğa güneş neden doğar dediğinizde o size, güneş doğunca dışarı çıkıp, oynayabileyim diye cevap verir.
Bu ilk çocukluk yıllarında (0-3 yaş) her şeyin merkezi olarak kendini algılayan çocuk, elinden alınan oyuncağında da gerçek sebep yerine kendini suçlama eğilimindedir.
Bu örnekten yola çıkarak söylemek istediklerimi şöyle toparlamam gerektiğini düşünüyorum;
Çocuklar hayata bizim gözlerimizle bakmazlar, biz de çocukluğumuzu unutmuş ebeveynler olarak onları anlamakta zorlanabiliriz. Çocuktur unutur gibi tümcelerin yanlışlığından daha önce ki yazılarımda da bahsetmiştim. Sizin dünyanızda kapınızın önündeki araba ya da evinize yeni aldığınız salon takımı ne kadar önemli ise onun dünyasında da yanından ayırmadığı, koklayarak uyuduğu oyuncak tavşanı o kadar önemlidir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.