Evlilik Bilinci
Ülkemizde son dönem yoğunlaşan evlilik sorunlarında yoğun bir şekilde "evlilik bilinci" eksikliği karşımıza çıkıyor.Üstelik bu evlilik bilinci eksikliği eğitimli insanlarımızda da fazlasıyla görülüyor.Evlilik Okulu Eğitim Programını yazarken evliliği; "EVLİLİK OGUNLUĞUNA ULAŞMIŞ BİR ERKEKLE KADININ KARŞILIKLILIK VE GÖNÜLLÜLÜK ESASIYLA KURUP,KARŞILIKLILIK VE GÖNÜLLÜLÜK ESASIYLA YÜRÜTTÜKLERİ ÇOK YÖNLÜ BİR YAŞAM ORTALIĞIDIR" diye tanımlamıştım.Burada bahsettiğim evlilik olgunluğu aynı zamanda şimdi ele alacağımız "evlilik bilinci" anlamına geliyordu.
Aslında evlilik sorunları yaşayan insanlara pek de denilecek bir şey yok.Çünkü yaygın eğitim dediğimiz aile ve sosyal çevre eğitiminde de,örgün eğitim dediğimiz okul eğitiminde de yaşamsal öneme sahip ergenlik,cinsellik ve evliliğin doğru düzgün eğitimi verilmiyor.Doğru bilgiler kılavuz olmayınca da ya yanlış bilgiler ya da duygular öne çıkarak yaşam yönetilmeye kalkışılıyor.
Yanlış bilginin zaten ergenlik,cinsellik ve evlilikte insanları doğruya götürmeyeceği aşikar.Duygular öne çıktığı zaman ise insanların duygu dünyası muhakeme özelliğine sahip olmadığından ne doğru ne yanlış ayırt edilmeden süreç yönetiliyor.O nedenle biz "duygular öne çıktığında akıl irtifa kaybeder" sözünü sıkça vurgularız.Ama evlilikte yanlış bilgi ve çabuk köpüren duygular bilmeliyiz ki hiç bir sorunu çözmediği gibi sorunları daha arttıran bir rol oynuyor.
Öncelikle bilmeliyiz ki evlilik tipi yaşam bekarlık dönemi yaşamından önemli farklılıklar göstermektedir.Bekarlık yaşamı evlilikten farklı olarak biz değil ben merkezli bir yaşamdır.Bekar birey evli bireye oranla daha az sorumluluğa ve daha geniş bir özgürlük alanına sahiptir.Evlilik tipi yaşam ise sorumluluğun arttığı,ben merkezciliğin azaldığı,biz merkezli yaşamın başladığı,özgürlük alanının evliliğe ve eşe sorumluluklar gereği daraldığı farklı bir yaşam biçimidir.O nedenle EVLİLİK OKULU EĞİTİM PROGRAMI'nda "BEN OLMADAN BİZ OLUNMAZ,BEN KALARAK BİZE VARILMAZ" sloganını üretmiş,insanlara kadınıyla erkeğiyle çok boyutlu bir mesaj vermiştik.
Evlilikbüyük bir yaşamsal değişimdir aslında.Benliğin bizliğe dönüştüğü,önceliklerin değiştiği,çekirdek ailenin köken aileye dönüştüğü ve yeni bir çekirdek ailenin oluştuğu bu değişim ancak farkındalıklar,doğru bilgi ve yöntemlerle sağlıklı yönetilebilir.Sevgi önemlidir ama herşey değildir.Evlilik yaşamı için gereklidir ama tek belirleyici değildir ve olmamalıdır.Ayrıca karşı cinse ulaşma dürtüsüyle sevgi,aşk birbirine karıştırılmamalıdır.Sevgi bir insanın olumlu özelliklerine karşı hissedilen bir yakınlıktır ve karakter özelliklerinden beslenen dayanakları olmalıdır.Yoksa dürtüsel ve dayanaksız bir sevgi olarak kalır ve uzun ömürlü olmaz.Ülkemizde çok genç bunun farkında olmayarak evlenmekte ve sonuçta mutsuz olmaktadır.
Evlilik yaşamına geçildiğinde ben merkezli yaşamdan da biz merkezli yaşama geçildiğinden bireysel öncelikler yerini bizsel önceliklere bırakmalıdır.O nedenle evlilik şişkin egolarla ve ben merkezci yaklaşımla yürütülebilecek bir eilişki değildir.Senin ne düşündüğün kadar eşinin de ne düşündüğü ve hissettiği önemlidir ve gözetilmelidir.
Bekarlıktan evliliğe geçişte çok gençte bekarlık alışkanlıklarıyla evlilik yaşamaya kalkışma gibi bir yanlış yönelime rastlıyoruz.Oysa evlilik yaşamıyla bekarlık yaşamının dinamikleri aynı değildir.Artık bir yeni aile kurulmuştur ve buna üreme yoluyla bir de anne-baba olma sorumluluğu eklenecektir.Eş bir hükmetme,yönetme partneri değil,bir yaşam ortağı ve paylaşım partneridir.Öne çıkıp baskılayarak kimse ilişkisine bir şey katamayacak hatta kendine de kötülük edecek,sorun doğuracaktır.O nedenle ego hararareti söndürülmeden doğru bir evlilik ilişkisi yaşanamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Evlilik yaşamının başlarında sık rastlanan sorunlardan birisi de köken ailelerle ilişkilerdir.Burada bazı gençlerde aile bağımlılığı,bazı ailelerde evlat bağımlılığı sıkça karşımıza çıkmaktadır.Aile bağımlılığı olanlar köken ailesine eşinden fazla önem vermekte,uzaklaşamamakta ve eşini de peşi sıra sürüklemeye kalkmaktadır.Evlat bağımlısı köken aileler ise kızını evlendirse damadı onlara yamansın,oğlunu evlendirse gelini onlara yamansın istemekte,gençlerin evlilik yaşamının tadına varmasını zorlaştırmaktadır.Bilinmeli ki evlilikle birlikte yeni bir çekirdek aile kurulur,önceki çekirdek aile köken aile durumuna geriler ve öncelikler değişir.Elbette ki evlilik yaşamının normali çekirdek ailenin öncelenmesi ve ona uygun davranılmasıdır.
Evlilik yaşamı bir ortak kararlar yaşamıdır.Bu kendi aldığı kararı eşe dayatmak değil eşle beraber kararlar alarak yaşamı yönetmektir.Burada sıkça rastladığımız sorun bir tarafın daha dominant davranıp kendi aldığı kararı eşine dayatmasıdır.İlginçtir bu sorunun cinsiyeti yok ve bu hatayı kadınlar da erkekler de yapmaktadır.Hatta gel konuşalım denip önceden alınan kararı eşe kabul ettirmeye koşullanmış olarak konuşan çok insan biliyoruz.Oysa ortak karar alma herhangi bir koşullanmaya girmeden bir konunun eşle konuşularak beraber karara bağlanmasıdır.Bu olgunluk maalesef çok evliliğimizde yok.
İletişim sorunları ve üslup sorunu da maalesef çok sık rastladığımız evlilik sorunları arasında.Kızdığı zaman küfre,hakarete varan sözler sarf eden insanlarımız yok değil.İyi de saygı,nezaket olmadıktan evlilikte uyum ve huzuru nasıl yakalayacaksınız?İnsanlar davranışlarının doğurabileceği sonuçları değerlendirerek birbirlerine davranabilse zaten yaşanan evlilik sorunlarının % 80'i ortaya çıkmaz.O nedenle eşlerin gönlünde dil yarası açmayacak bir üslüp olgunluğu da evlilik yaşamının önemli bir ihtiyacı.
Sadakat ve cinsel uyum fevkalade önemli.Aldatmaların hukuken de boşanma nedeni olduğu açık. Kaldı ki yarattığı kırgınlıklar büyük oluyor ve sözüm ona affedilse bile psikolojik etkisi ömür boyu sürüyor.Cinsel uyuma gelince...Evlenecek herkes hem cinsel kimliğini doğru tanımalı,hem de karşı cinsin cinsel kimliğini doğru tanımalı.Sağlıklı cinsellik ve cinsel uyumun ilk gereği doğru ve yeterli cinsel bilinçtir.O bilinçle sevgi ve arzuyu bütünleştirip sıcak bir cinsel yaşam kurulmalıdır.Sağlıklı bir cinsel yaşamın ise ruhsal sağlıklılık ve evlilik başarısının önemli bir güvencesi olduğu unutulmamalıdır.
33 yıllık meslek yaşamımda evlilik sorunlarında olgunluk ve bilinç eksikliğinin sorun yaratan ilk durak olduğunu üzülerek gözledim.O nedenle EVLİLİK OKULU EĞİTİM PROGRAMI'nı yazdım.Çünkü bir şeyin bilinci eksikse hangi durumda nasıl davranılacağına dair doğru bir yol haritası çıkarmak kolay olmuyor.Evlilik sorunlarında ise evlilik bilinci eksiklikleri maalesef sorunların asıl büyük kaynağı olarak karşımıza geliyor.Farkındalık yaratmak için doğru bilgiye ulaşalım lütfen.
Evlilik yaşamı aslında öyle zor ve çetrefil bir yaşam değil.Neyin doğru,neyin yanlış olduğu da çok açık.İnsanlar doğrusu,kolayı dururken sorun yaratacak davranışlara girişiyor ve çoğunlukla kendi yaşamını kendileri çıkmaza sokuyor.Asıl özen sorun yaratacak yönelimlere girmemeye gösterilmeli,ağız tadı bozulmamalıdır.Velev ki bir sorun yaşıyorsanız bilgimiz ve yıllara dayalı tecrübemizle online veya yüzyüze destekçiniziz efendim.Sevgiyle....
Aslında evlilik sorunları yaşayan insanlara pek de denilecek bir şey yok.Çünkü yaygın eğitim dediğimiz aile ve sosyal çevre eğitiminde de,örgün eğitim dediğimiz okul eğitiminde de yaşamsal öneme sahip ergenlik,cinsellik ve evliliğin doğru düzgün eğitimi verilmiyor.Doğru bilgiler kılavuz olmayınca da ya yanlış bilgiler ya da duygular öne çıkarak yaşam yönetilmeye kalkışılıyor.
Yanlış bilginin zaten ergenlik,cinsellik ve evlilikte insanları doğruya götürmeyeceği aşikar.Duygular öne çıktığı zaman ise insanların duygu dünyası muhakeme özelliğine sahip olmadığından ne doğru ne yanlış ayırt edilmeden süreç yönetiliyor.O nedenle biz "duygular öne çıktığında akıl irtifa kaybeder" sözünü sıkça vurgularız.Ama evlilikte yanlış bilgi ve çabuk köpüren duygular bilmeliyiz ki hiç bir sorunu çözmediği gibi sorunları daha arttıran bir rol oynuyor.
Öncelikle bilmeliyiz ki evlilik tipi yaşam bekarlık dönemi yaşamından önemli farklılıklar göstermektedir.Bekarlık yaşamı evlilikten farklı olarak biz değil ben merkezli bir yaşamdır.Bekar birey evli bireye oranla daha az sorumluluğa ve daha geniş bir özgürlük alanına sahiptir.Evlilik tipi yaşam ise sorumluluğun arttığı,ben merkezciliğin azaldığı,biz merkezli yaşamın başladığı,özgürlük alanının evliliğe ve eşe sorumluluklar gereği daraldığı farklı bir yaşam biçimidir.O nedenle EVLİLİK OKULU EĞİTİM PROGRAMI'nda "BEN OLMADAN BİZ OLUNMAZ,BEN KALARAK BİZE VARILMAZ" sloganını üretmiş,insanlara kadınıyla erkeğiyle çok boyutlu bir mesaj vermiştik.
Evlilikbüyük bir yaşamsal değişimdir aslında.Benliğin bizliğe dönüştüğü,önceliklerin değiştiği,çekirdek ailenin köken aileye dönüştüğü ve yeni bir çekirdek ailenin oluştuğu bu değişim ancak farkındalıklar,doğru bilgi ve yöntemlerle sağlıklı yönetilebilir.Sevgi önemlidir ama herşey değildir.Evlilik yaşamı için gereklidir ama tek belirleyici değildir ve olmamalıdır.Ayrıca karşı cinse ulaşma dürtüsüyle sevgi,aşk birbirine karıştırılmamalıdır.Sevgi bir insanın olumlu özelliklerine karşı hissedilen bir yakınlıktır ve karakter özelliklerinden beslenen dayanakları olmalıdır.Yoksa dürtüsel ve dayanaksız bir sevgi olarak kalır ve uzun ömürlü olmaz.Ülkemizde çok genç bunun farkında olmayarak evlenmekte ve sonuçta mutsuz olmaktadır.
Evlilik yaşamına geçildiğinde ben merkezli yaşamdan da biz merkezli yaşama geçildiğinden bireysel öncelikler yerini bizsel önceliklere bırakmalıdır.O nedenle evlilik şişkin egolarla ve ben merkezci yaklaşımla yürütülebilecek bir eilişki değildir.Senin ne düşündüğün kadar eşinin de ne düşündüğü ve hissettiği önemlidir ve gözetilmelidir.
Bekarlıktan evliliğe geçişte çok gençte bekarlık alışkanlıklarıyla evlilik yaşamaya kalkışma gibi bir yanlış yönelime rastlıyoruz.Oysa evlilik yaşamıyla bekarlık yaşamının dinamikleri aynı değildir.Artık bir yeni aile kurulmuştur ve buna üreme yoluyla bir de anne-baba olma sorumluluğu eklenecektir.Eş bir hükmetme,yönetme partneri değil,bir yaşam ortağı ve paylaşım partneridir.Öne çıkıp baskılayarak kimse ilişkisine bir şey katamayacak hatta kendine de kötülük edecek,sorun doğuracaktır.O nedenle ego hararareti söndürülmeden doğru bir evlilik ilişkisi yaşanamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Evlilik yaşamının başlarında sık rastlanan sorunlardan birisi de köken ailelerle ilişkilerdir.Burada bazı gençlerde aile bağımlılığı,bazı ailelerde evlat bağımlılığı sıkça karşımıza çıkmaktadır.Aile bağımlılığı olanlar köken ailesine eşinden fazla önem vermekte,uzaklaşamamakta ve eşini de peşi sıra sürüklemeye kalkmaktadır.Evlat bağımlısı köken aileler ise kızını evlendirse damadı onlara yamansın,oğlunu evlendirse gelini onlara yamansın istemekte,gençlerin evlilik yaşamının tadına varmasını zorlaştırmaktadır.Bilinmeli ki evlilikle birlikte yeni bir çekirdek aile kurulur,önceki çekirdek aile köken aile durumuna geriler ve öncelikler değişir.Elbette ki evlilik yaşamının normali çekirdek ailenin öncelenmesi ve ona uygun davranılmasıdır.
Evlilik yaşamı bir ortak kararlar yaşamıdır.Bu kendi aldığı kararı eşe dayatmak değil eşle beraber kararlar alarak yaşamı yönetmektir.Burada sıkça rastladığımız sorun bir tarafın daha dominant davranıp kendi aldığı kararı eşine dayatmasıdır.İlginçtir bu sorunun cinsiyeti yok ve bu hatayı kadınlar da erkekler de yapmaktadır.Hatta gel konuşalım denip önceden alınan kararı eşe kabul ettirmeye koşullanmış olarak konuşan çok insan biliyoruz.Oysa ortak karar alma herhangi bir koşullanmaya girmeden bir konunun eşle konuşularak beraber karara bağlanmasıdır.Bu olgunluk maalesef çok evliliğimizde yok.
İletişim sorunları ve üslup sorunu da maalesef çok sık rastladığımız evlilik sorunları arasında.Kızdığı zaman küfre,hakarete varan sözler sarf eden insanlarımız yok değil.İyi de saygı,nezaket olmadıktan evlilikte uyum ve huzuru nasıl yakalayacaksınız?İnsanlar davranışlarının doğurabileceği sonuçları değerlendirerek birbirlerine davranabilse zaten yaşanan evlilik sorunlarının % 80'i ortaya çıkmaz.O nedenle eşlerin gönlünde dil yarası açmayacak bir üslüp olgunluğu da evlilik yaşamının önemli bir ihtiyacı.
Sadakat ve cinsel uyum fevkalade önemli.Aldatmaların hukuken de boşanma nedeni olduğu açık. Kaldı ki yarattığı kırgınlıklar büyük oluyor ve sözüm ona affedilse bile psikolojik etkisi ömür boyu sürüyor.Cinsel uyuma gelince...Evlenecek herkes hem cinsel kimliğini doğru tanımalı,hem de karşı cinsin cinsel kimliğini doğru tanımalı.Sağlıklı cinsellik ve cinsel uyumun ilk gereği doğru ve yeterli cinsel bilinçtir.O bilinçle sevgi ve arzuyu bütünleştirip sıcak bir cinsel yaşam kurulmalıdır.Sağlıklı bir cinsel yaşamın ise ruhsal sağlıklılık ve evlilik başarısının önemli bir güvencesi olduğu unutulmamalıdır.
33 yıllık meslek yaşamımda evlilik sorunlarında olgunluk ve bilinç eksikliğinin sorun yaratan ilk durak olduğunu üzülerek gözledim.O nedenle EVLİLİK OKULU EĞİTİM PROGRAMI'nı yazdım.Çünkü bir şeyin bilinci eksikse hangi durumda nasıl davranılacağına dair doğru bir yol haritası çıkarmak kolay olmuyor.Evlilik sorunlarında ise evlilik bilinci eksiklikleri maalesef sorunların asıl büyük kaynağı olarak karşımıza geliyor.Farkındalık yaratmak için doğru bilgiye ulaşalım lütfen.
Evlilik yaşamı aslında öyle zor ve çetrefil bir yaşam değil.Neyin doğru,neyin yanlış olduğu da çok açık.İnsanlar doğrusu,kolayı dururken sorun yaratacak davranışlara girişiyor ve çoğunlukla kendi yaşamını kendileri çıkmaza sokuyor.Asıl özen sorun yaratacak yönelimlere girmemeye gösterilmeli,ağız tadı bozulmamalıdır.Velev ki bir sorun yaşıyorsanız bilgimiz ve yıllara dayalı tecrübemizle online veya yüzyüze destekçiniziz efendim.Sevgiyle....
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Evlilik Bilinci" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
