2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlişki Çatışmalarında Öfkeyi Nasıl Yaşıyoruz ?
MAKALE #16701 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI | Yayın Mayıs 2016 | 3,342 Okuyucu
Öfke duygusu, genellikle bireylerin kendi benliklerine ya da kendileri için önemli olan kişi ve değerlere yönelik bir saldırı algılaması durumunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, bireyler arzu ettikleri hedeflere ulaşma konusunda keyfi engellemelerle karşılaştıkları zaman yoğun bir öfke hissedebilmektedir. Yakın ilişkilerde çatışmalar, bir tarafın kendi isteklerinin diğeri tarafından engellendiğini algılamasıyla başlayan bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, romantik ilişkilerde yaşanan çatışmalarda öfke duygusunun çeşitli düzeylerde ortaya çıkması beklenebilecek bir durumdur.

Çatışma, evlilik sisteminde stres kaynağı olarak ele alınabilir. Stres gibi, çatışma da ne iyi ne de kötüdür. Daha çok, çatışmanın devam eden yakın ilişkiyi nasıl etkilediği, onun nasıl yönetildiğine bağlıdır. Evlilik ve/veya ilişkiler en yakın ilişkiler olması sebebiyle, çatışma için azami potansiyeli taşır. Çatışmalarına önem vermeyi öğrenebilen çiftler, çatışmalarını, yakınlıklarının gelişmesini olası kılan iletişim becerilerini geliştirmekte kullanabilirler.

Öfkenin Faydası

Bir başkası tarafından hiç de hoş karşılanmayan “öfke” duygusunu açıkça ifade edebilme, yaşamda önemli bir beceri gibi görünmektedir. Öfkelerini ifade etme konusunda başarısız olan bireyler, onları öfkelendiren problemlerle tekrar tekrar karşılaşabilirler. Öfkeyi yapıcı bir şekilde ifade edebilmek, ilişkilerde uzlaşmaya varma ve çatışmaları çözme adına çok önemlidir. Ayrıca öfkenin ifade edilmesi, karşı tarafa hoşnutsuzluğa dair mesajlar ilettiğinden, söz konusu durumun değişmesine de yardım eder ve böylece kişilere amaçlarını başarmaları ve benlik saygılarını korumaları için daha fazla şans tanır. Kadın için öfkeyi dışavurma, kısa dönemde partnerinin misillemesine maruz kalma riskini taşısa da, uzun dönemde doyumlu bir evlilik ile ilişkilidir. Eşin öfkesini sözel olarak yani yıkıcı olmayan bir şekilde ifade etmesi erkeğin algısında evliliği daha da doyumlu kılmaktadır.

Öfkeyi, yapıcı bir şekilde ifade edebilme, çatışmaları çözümlemek için gerekli bir beceridir ve öfke her ne kadar “yıkıcı” bir duygu olsa da, evlilikte ifade ediliş tarzı çok önemlidir. Öfke özellikle çatışma sırasında ifade edildiğinde ilişki için zararlı sonuçlar doğurabilmektedir. Doyumlu ilişkilere sahip olmak için çatışma yönetiminin öğrenilmesi çok önemlidir ve genelde ilişki terapilerimizde bu durumlarla nasıl başa çıkabilirizi çalışırız. Özellikle erkeklerin evlilik gibi yakın ilişkilerde olumsuz duygularını düzenlemeye ve çatışma yönetimine dair becerileri eksik olduğunda, öfke dışavurumları saldırganlık boyutuna taşınabilmektedir. Öfke, kontrollü bir şekilde sergilendiğinde, ilişkiye zarar vermemekle birlikte, duygunun hedefindeki kişide memnuniyet yaratabilmekte, ilişkide yakınlığı pekiştirebilmektedir.

Öfkemizi Genelde Nasıl Ifade Ediyoruz ?

Görünen o ki, yakın ilişkilerde deneyimlenen öfke duygusunun dört temel biçimde ifade edildiğini görüyoruz. Öfke ; olumlu/bütünleyici ifade, yaygın saldırganlık, edilgen saldırganlık ya da kaçınmacı davranış biçimlerinde ifade edilebilmektedir.

1-) Olumlu/Bütünleyici İfade: Bu ifade biçimini kullanan bireyler öfkelerini eşlerine aktarırken doğrudan ve yapıcı bir şekilde davranmaktadır. Ayrıca bu ifade biçimi girişken, empatik,birleştirici ve yakınlaştırıcı öğeleri içermektedir. Örneğin, öfkelerini bu yolla ifade eden bireyler tartışma hakkındaki düşünce ve duygularını samimi ve dürüst bir şekilde açıklamaktadır. Kendi duygu ve düşüncelerini açarken de eşlerinin duygu, düşünce ve ihtiyaçlarına da özen göstermekte ve suçlayıcı davranmaktan kaçınmaktadırlar. Bu şekilde eşlerin her ikisinin de kaygı ve ihtiyaçları ele alınmaktadır. Dolayısıyla,eşler ortak bir amaç çerçevesinde hareket edebilmektedir.

Bu ifade biçiminin bazı örnekleri; olayı bir de eşin bakış açısıyla dinlemek,problemleri eşle birlikte tartışmak, adil olmaya çalışmak, duyguları eşe samimi bir şekilde aktarmak ve problemleri çözmeye çalışmaktır.

2-) Yaygın Saldırganlık : Yaygın saldırganlık, öfkenin eşe doğrudan ve yıkıcı bir şekilde aktarılmasıdır. Bireyler öfkelerini ifade ederken kırıcı, tehditkâr ve kavgacıdır. Ayrıca, eşin haklarına yönelik saygı da oldukça düşüktür.

Bu ifade biçiminin bazı örnekleri; eşe baskı yapmak, eşi tehdit etmek, istismarcı bir dil kullanmak,eşin gözünü korkutmaya çalışmak, çevredeki nesneleri kırmak, eşe bağırmak veya bir şeyler fırlatmak, kendi haklılığını eşe zorla kabul ettirmeye çalışmaktır.Bu tepkiler çifti boşanmaya götüren girişimlerdir ve çözüme de götürmez. Evlilik terapisti yardımı bu süreçte kesinlikle düşünülmelidir.

3-) Edilgen Saldırganlık : Edilgen saldırganlık, öfkenin eşe dolaylı ve yıkıcı bir biçimde aktarılmasıdır. Bu ifade biçiminde birey eşine doğrudan ve açık bir biçimde tehditte bulunmamaktadır. Bunun yerine, onu dolaylı ve örtük bir şekilde tehdit etmekte ve öfkeli olduğunu ima etmektedir. Bu ifade biçimi genellikle öfke ve hayal kırıklığının çok yoğun bir şekilde hissedildiği ama doğrudan ifade edilmesinin mümkün yada uygun olmadığı durumlarda tercih edilmektedir.

Ortamı gergin bir biçimde terk etmek, eşi iğnelemek ya da ona soğuk ve rahatsız edici bir şekilde bakmak, eşi görmezden gelmek ve ona soğuk davranmak, eşe daha mesafeli davranmak, kızgın bir yüz ifadesi sergilemek bu ifade biçimine verilebilecek bazı örneklerdir.

4-) Kaçınmacı Davranış : Bu ifade biçimi, öfkenin eşe inkar ederek ve erteleyerek aktarılmasıdır. Bireyler kendi öfkelerini yok saymakta ve hiçbir şey olmamış gibi davranmaktadır. Ayrıca, kendi güçlü duygularıyla ya da eşiyle yaşayabileceği daha büyük çatışmalarla yüzleşmemek için çekingen davranabilmekte ve kendi duygularını saklayabilmektedir. Bireylerin bu davranışları ilişkilerini doğrudan tehdit etmemektedir. Ancak kaçınmacı davranışlar nedeniyle öfkeye neden olan problemin çözülmesi gecikmektedir ve ilişki uzun vadede zarar görebilmektedir.

Problemleri kendi içerisinde halletmeye çalışmak, öfkeli olduğunu inkar etmek, öfkeli olduğu halde eşine öfkeli olmadığını söylemek, çatışmalardan kaçınmak, konuyu kapatmaya çalışmak bu ifade biçiminin çeşitli örnekleri olabilir.

Çiftin ilişkisi işlevsel olmamaya başladığında öfke, olumlu duyguları, iletişimi, görev tamamlamayı etkiler, çift yalıtılmış ve sessiz hale gelebilir veya kişilerden biri diğerine hükmeder. Burada da görüldüğü gibi, ilişkisel etmenler öfke durumlarında verilen davranışsal tepkileri şekillendire bilmektedir.

Problemlerin ortaya çıkmasını sağlayan şey kırılganlığın olduğu ve tehdidin algılandığı bir ortamda bu ihtiyaçların ve isteklerin nasıl sahneye koyulduğudur.

Bu durumda çiftler, genel anlamda kırılgan birileri olarak değil, öfkeli, saldırgan, karşı tarafı tüketen duygusal hallere ve kendi kendini pekiştiren etkileşim döngülerine sağlanıp kalmış birileri olarak görülürler. Partnerler, duygusal deneyimleri değerlendirme, organize etme ve düzenleme konusunda bazı davranış tarzlarına saplanıp kalırlar. Deneyimleri göz önünde tutulduğunda bir kişinin eşiyle duygusal süreçlerini ve etkileşimlerini kısıtlamasının mantıklı ve geçerli nedenleri vardır. Yıkıcı ve irrasyonel tepkilerinin arkasındaki "gizli mantığı" anlamak gerekir.

İlişkinizde ilk yapmanız gereken bu mantığı anlamaya çalışmaktır. İlişkilerde basit bir sebep veya etki yoktur. Düz yollarda yoktur. Sadece eşlerin beraber yarattıkları döngüler vardır. Birbirimizi bağlanma ve bağlantısızlığın döngülerine sokarız. Bu döngüye girdiğimizde de partnerimizin gördüğü öfkeli ve saldırgan birisidir. Bu da çözüme götürmez daha da birbirimizi acıtmamıza neden olur. Eğer onu dinleyip rehber olarak kullanabilirsek, duygu bize tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu söyler.

Sevgiyle kalın.

Uzm.Psk.Dan.Eyüp SARI
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlişki Çatışmalarında Öfkeyi Nasıl Yaşıyoruz ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Eyüp SARI Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
Aile Danışmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi132 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'nın Yazıları
► Çocuklarda Öfkeyi Nasıl Değerlendiriyoruz Psk.Dnş.Yasemin COŞGUN
► "Kronik Mutsuzluk" mu Yaşıyoruz? Psk.Burçin KOYUNCU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'İlişki Çatışmalarında Öfkeyi Nasıl Yaşıyoruz ?' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:50
Top