Diş Hekimliğinde Lazer Kullanımı
Lazer kullanımı günümüzde oldukça popüler hale gelmiştir. Diş hekimliğinde geleneksel tedavilerin yanı sıra, implantların ve enfekte dokuların hızla iyileşmesinde, aftöz lezyonların tedavisinde, diş beyazlatmada ve diş hassasiyetlerinin giderilmesinde, TME problemi ya da artrit hastalıklarında, kemoterapi nedeniyle ağızda meydana gelen ülserasyonların tedavisinde ve diş çekimi ya da implant sonrası meydana gelen sinir hasarlanmalarında etkili ve kesin çözümler sunan bir tedavidir.
Lazer tercih edilen tedavilerin en önemli avantajı ise hasta konforunun en üst düzeyde olması, lokal anestezi ihtiyacını minimuma indirmesi, anti-enflamatuar analjezik ve doku onarıcı özelliklerinin bulunması, cihazın sessiz çalışması, iyileşme sürecini hızlandırıp postoperatif komplikasyonları en aza indirgemesidir. Lazer yöntemi kullanılarak tedavisi yapılan durumları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
- İmplant cerrahisi ve gömülü 20 yaş çekimi sırasında lazerle yapılan kesiler kuru ve kanamasız bir ortam sağlar.
- Frenektomi:
Anormal frenulum (kas bağlantısı) genelde genç hastalarda görülür. Güçlü anormal frenulumda, komşu dişteki inflamasyon, diastema nedeniyle ağız hijyeni kötüdür. Labial frenulumun uzun olması üst-orta kesicilerde, diastema (dişler arasındaki açıklık) ya da dil altı frenulumunun normalden kısa olması konuşurken peltekliğe ve dilin hareketine engel olabilir. Lazer kullanımı frenulumun ağrısız, kanamasız, dikişsiz ve postoperatif özel bakım ihtiyacı gerektirmeden, normal boyutlarına getirilmesini sağlar.
- Epulis fissuratum (protez kenarı fibröz hiperplazisi):
Hareketli protezlerin uzun süre kullanılması sonucu ortaya çıkarlar. Protez kenarları mukozal katlantılar arasına yerleşmiştir. Yaşlılarda çenelerin ön bölgelerinde daha sık görülür. Tedavisi lokal eksizyondur. Epulis fissuratum oluşan hastalarda travmaya maruz kalan dokulara uygulanan diyot lazer sonrası enflamasyonda, vasküler kan birikiminde azalma, ülser alanlarda gerileme, ağrıda azalma tespit edilmiştir. Düşük doz lazer tedavisinin yumuşak doku yaralanmalarında etkili olduğu, iyileşmeyi hızlandırdığı ve analjezi sağladığı görülmüştür.
- Pyojenik granüloma:
Lokal iritan faktörlere bağlı olarak gelişir. Hamilelikte gelişen gingival (diş eti) lezyonları ise hormonel değişime bağlı olarak meydana gelir. Hızlı büyüyüp kanamaya meyillidirler ve sıklıkla diş etinde ve dilde meydana gelirler. Ağrısız lezyonlardır. Tedavisi; eksizyondur (tamamen çıkarılması). Lazer kullanılarak hastanın maksimum konforda tedavisi gerçekleştirilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise, lezyonun gebelikten sonra çıkarılmasıdır. Aksi taktirde sıklıkla nüksü görülür.
- Ortodontik tedavi amaçlı diyot lazer uygulamaları
Sürme gecikmesi olan dişlerin sürdürülmesi amacıyla yapılacak kesi işlemlerinde yumuşak doku lazerleri kolayca kullanılmaktadır. Bu tip hastalarda braketler kron açığa çıktığı gün bile yerleştirilebilir. Ortodonti hastalarının en büyük sıkıntılarından biri olan braketlerin veya apareylerin meydana getirdiği travmatik lezyonlardır. Lazer ile bu lezyonlar tamamen ortadan kaldırılmakta ve iyileşme kısa sürede gerçekleşmektedir.
- Kron boyu uzatmalarında ve estetik gülüş tasarımında:
Multidisipliner bir yaklaşım gerektiren tedavilerde lazer teknolojisi kullanılarak başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Aynı zamanda, lazerin koruyucu etkisine bağlı olarak estetik bir gülüş dizaynı sağlanmasında ve protez öncesi yumuşak dokuların tedavisinde oldukça etkilidir.
Bunların yanı sıra, lazerin mukozitis, fibroma, herpes simpleks virüs enfeksiyonları (uçuk), granülomalar, lökoplazi, rekürrent, aftöz stomatitis, hemanjiyoma, hiperkeratozlar (genelde tütün kullanımı sonucu veya HPV etkeniyle), oral lezyonların tedavisinde de kullanım endikasyonları vardır.
Kaynak: Diş Hekimliği Pratiğinde Yumuşak Dokuda Lazer Uygulamaları, Prof. Dr. Hakkı Tanyeri
Lazer tercih edilen tedavilerin en önemli avantajı ise hasta konforunun en üst düzeyde olması, lokal anestezi ihtiyacını minimuma indirmesi, anti-enflamatuar analjezik ve doku onarıcı özelliklerinin bulunması, cihazın sessiz çalışması, iyileşme sürecini hızlandırıp postoperatif komplikasyonları en aza indirgemesidir. Lazer yöntemi kullanılarak tedavisi yapılan durumları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:
- İmplant cerrahisi ve gömülü 20 yaş çekimi sırasında lazerle yapılan kesiler kuru ve kanamasız bir ortam sağlar.
- Frenektomi:
Anormal frenulum (kas bağlantısı) genelde genç hastalarda görülür. Güçlü anormal frenulumda, komşu dişteki inflamasyon, diastema nedeniyle ağız hijyeni kötüdür. Labial frenulumun uzun olması üst-orta kesicilerde, diastema (dişler arasındaki açıklık) ya da dil altı frenulumunun normalden kısa olması konuşurken peltekliğe ve dilin hareketine engel olabilir. Lazer kullanımı frenulumun ağrısız, kanamasız, dikişsiz ve postoperatif özel bakım ihtiyacı gerektirmeden, normal boyutlarına getirilmesini sağlar.
- Epulis fissuratum (protez kenarı fibröz hiperplazisi):
Hareketli protezlerin uzun süre kullanılması sonucu ortaya çıkarlar. Protez kenarları mukozal katlantılar arasına yerleşmiştir. Yaşlılarda çenelerin ön bölgelerinde daha sık görülür. Tedavisi lokal eksizyondur. Epulis fissuratum oluşan hastalarda travmaya maruz kalan dokulara uygulanan diyot lazer sonrası enflamasyonda, vasküler kan birikiminde azalma, ülser alanlarda gerileme, ağrıda azalma tespit edilmiştir. Düşük doz lazer tedavisinin yumuşak doku yaralanmalarında etkili olduğu, iyileşmeyi hızlandırdığı ve analjezi sağladığı görülmüştür.
- Pyojenik granüloma:
Lokal iritan faktörlere bağlı olarak gelişir. Hamilelikte gelişen gingival (diş eti) lezyonları ise hormonel değişime bağlı olarak meydana gelir. Hızlı büyüyüp kanamaya meyillidirler ve sıklıkla diş etinde ve dilde meydana gelirler. Ağrısız lezyonlardır. Tedavisi; eksizyondur (tamamen çıkarılması). Lazer kullanılarak hastanın maksimum konforda tedavisi gerçekleştirilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise, lezyonun gebelikten sonra çıkarılmasıdır. Aksi taktirde sıklıkla nüksü görülür.
- Ortodontik tedavi amaçlı diyot lazer uygulamaları
Sürme gecikmesi olan dişlerin sürdürülmesi amacıyla yapılacak kesi işlemlerinde yumuşak doku lazerleri kolayca kullanılmaktadır. Bu tip hastalarda braketler kron açığa çıktığı gün bile yerleştirilebilir. Ortodonti hastalarının en büyük sıkıntılarından biri olan braketlerin veya apareylerin meydana getirdiği travmatik lezyonlardır. Lazer ile bu lezyonlar tamamen ortadan kaldırılmakta ve iyileşme kısa sürede gerçekleşmektedir.
- Kron boyu uzatmalarında ve estetik gülüş tasarımında:
Multidisipliner bir yaklaşım gerektiren tedavilerde lazer teknolojisi kullanılarak başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Aynı zamanda, lazerin koruyucu etkisine bağlı olarak estetik bir gülüş dizaynı sağlanmasında ve protez öncesi yumuşak dokuların tedavisinde oldukça etkilidir.
Bunların yanı sıra, lazerin mukozitis, fibroma, herpes simpleks virüs enfeksiyonları (uçuk), granülomalar, lökoplazi, rekürrent, aftöz stomatitis, hemanjiyoma, hiperkeratozlar (genelde tütün kullanımı sonucu veya HPV etkeniyle), oral lezyonların tedavisinde de kullanım endikasyonları vardır.
Kaynak: Diş Hekimliği Pratiğinde Yumuşak Dokuda Lazer Uygulamaları, Prof. Dr. Hakkı Tanyeri
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Diş Hekimliğinde Lazer Kullanımı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Sevinç GENÇ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dt.Sevinç GENÇ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
