Bir İsteği Gerçekleştirmek,ya da İçimizde Boğma Sorunu
BİR İSTEĞİ GERÇEKLEŞTİRMEK,YA DA İÇİMİZDE BOĞMA SORUNU
Duyduğumuz her istek, bir karara bağlıdır. Bu durumda elimizde yine iki olanak vardır:
-Bu isteği yerine getirmek ve böylece doygunluğa ve mutluluğa kavuşmak için tüm gücümüzü harcamak.
- Uyduğumuz ölçütlere aykırı düştüğü için bu isteği boğmağa çalışmak.
Her istediğimizi elde edebilmek için şu beş adım, tüm güçlerden ve olanaklardan bilinçli biçimde yararlanmamıza yardımcı olabilir:
1-Her isteğe bir gerçekleşme şansı tanımağa hazır olmak
2-Tüm kuşkuları bir yana bırakmağa karar vermek.
3-Düşlem gücünün önüne hiçbir engel koymamak.
4-Bulunan olanakların en iyisi üzerinde karar kılmak.
5-Harekete geçmek.
İnsanların çoğu en güzel isteklerini, hiç bir gerçekleşme şansı tanımadan boğmayı günlük bir alışkanlık haline getirebilirler.
Bir zamanlar bir eğitim uzmanı olan arkadaşım bana,çalıştığı danışmanlık şirketinde ilk günlerinden beri en büyük isteğinin tek başına guruba karşı eğitim vermek olduğunu, ama patronunun kötü karşılayabileceği _ dikkat ediniz “karşılayabileceği“ _ korkusuyla buna hiç bir zaman cesaret edemediğini söylemişti. Ama kendisi bu isteğini harekete geçme kararını vermesine yol açacak kadar güçlenmeden bastırmıştı. Eğitim verme heyecan onun dikkatini çoğaltıyor, sezgilerini güçlendiriyor ve yararlanabileceği önerilere kulaklarını açmasını sağlıyordu. Bir iş söz konusu olduğunda bu heyecanını dizginlemeğe çalışmıyordu. Aynı şekilde düşlem gücüne de, işi elden geldiğince kendi yararına bir sonuca götürebilmek için, elden geldiğince büyük bir alan bırakıyordu.
Ama patronuna bu istekleri söz konusu olduğunda bütün bunları yapmıyordu. Heyecanının ve düşlem gücünün gelişmesine meydan vermiyordu. İçinden harekete geçen bir önleme mekanizması, onun eyleme geçme kararını vermesini engelliyordu.
Bu türden ya da buna benzer deneyleri hepimiz her gün geçiririz. Meslek alanında gösterdiğimiz girişimlerimize özel yaşamımıza ilişkin konularda rastlanmaz.
Bu neden ileri gelir?
Bunun nedeni, çevremizin bize dikte ettiği ölçülerde aranmak gerekir. Bu ölçülerin getirdiği sınırlamaları durumu iyice gözden geçirmeden kabulleniriz. Ya isteklerimizden vazgeçmeyi yeğleriz, ya da geçici çözümlerle yetiniriz. Bu geçici çözümler de bize yarardan çok zarar getirebilir.
Yukarıda söz ettiğimiz eğitim uzmanı büyük bir olasılıkla iş hayatındaki rakiplerine her şeyi yapabilir. Çünkü iş hayatında genellikle kabul edilen ölçüler içerisinde buna kimse ses çıkartmaz. Buna karşılık küçük yaşlarından itibaren öğretmeninin despot davranışı konusunda öğrendikleri, ona sınırları çok dar bir hareket alanı çizer. Gerçekten de durum, çok daha geniş görüşlü olduğu söylenen zamanımızda hala böyledir.
İsteklerimizin tümü, biz onların bilincine vardıktan sonra, denetimden geçer. Ben bu denetim dönemini her türlü karar verme oluşumu açısından öldürücü dönem diye adlandırmak istiyorum. Bu dönemde istekler, o isteği duyanın davranış ölçüleri birikimine göre onaylanır ya da reddedilir.
Burada iki karara varılabilir:
1-İsteği gerçekleştirme kararı.
2-Uyduğumuz kurallara aykırı kaçması nedeniyle bastırmak kararı.
İsteklerimizin geleceği, bu öldürücü dönemde mutluluklar, başarısızlıklar, dahası kimi zaman tüm geleceğimiz, bu birkaç saniye içerisinde belirlenir.
Bunca önemli oluşuna karşın bu ilişkileri bilenlerin sayısı çok azdır. İnsanlar, otomobillerini, çamaşır makinelerini ve televizyonlarını nasıl kullanacaklarını çok iyi bilirler. Ama kendileri için bu sayılanların tümünden karşılaştırılamayacak kadar büyük önem taşıyan ve karar verme oluşumlarını nasıl etkileyeceklerini bilemeyebilirler.
Bu işi geçici ruhsal durumlara, ya da o anda karşı karşıya bulundukları dış etkenlere bırakırlar. Ya da kendi kendilerine acıyarak şöyle derler : “Ben tüm düşlerimi çoktan gömdüm. Ne zaman onları gerçekleştirmek istediysem bir engelle karşılaştım.” Oysa gerçekte bu engel, doğru olan lehine karar verebilme yeteneğinden yoksunluktan başka şöyle de ifade edebiliriz: İnsanlar genellikle en az çaba harcamalarına gerektirecek olanı yaparlar. Bu da çoğunlukla isteklerini bastırmaktır.
Duyduğumuz her istek, bir karara bağlıdır. Bu durumda elimizde yine iki olanak vardır:
-Bu isteği yerine getirmek ve böylece doygunluğa ve mutluluğa kavuşmak için tüm gücümüzü harcamak.
- Uyduğumuz ölçütlere aykırı düştüğü için bu isteği boğmağa çalışmak.
Her istediğimizi elde edebilmek için şu beş adım, tüm güçlerden ve olanaklardan bilinçli biçimde yararlanmamıza yardımcı olabilir:
1-Her isteğe bir gerçekleşme şansı tanımağa hazır olmak
2-Tüm kuşkuları bir yana bırakmağa karar vermek.
3-Düşlem gücünün önüne hiçbir engel koymamak.
4-Bulunan olanakların en iyisi üzerinde karar kılmak.
5-Harekete geçmek.
İnsanların çoğu en güzel isteklerini, hiç bir gerçekleşme şansı tanımadan boğmayı günlük bir alışkanlık haline getirebilirler.
Bir zamanlar bir eğitim uzmanı olan arkadaşım bana,çalıştığı danışmanlık şirketinde ilk günlerinden beri en büyük isteğinin tek başına guruba karşı eğitim vermek olduğunu, ama patronunun kötü karşılayabileceği _ dikkat ediniz “karşılayabileceği“ _ korkusuyla buna hiç bir zaman cesaret edemediğini söylemişti. Ama kendisi bu isteğini harekete geçme kararını vermesine yol açacak kadar güçlenmeden bastırmıştı. Eğitim verme heyecan onun dikkatini çoğaltıyor, sezgilerini güçlendiriyor ve yararlanabileceği önerilere kulaklarını açmasını sağlıyordu. Bir iş söz konusu olduğunda bu heyecanını dizginlemeğe çalışmıyordu. Aynı şekilde düşlem gücüne de, işi elden geldiğince kendi yararına bir sonuca götürebilmek için, elden geldiğince büyük bir alan bırakıyordu.
Ama patronuna bu istekleri söz konusu olduğunda bütün bunları yapmıyordu. Heyecanının ve düşlem gücünün gelişmesine meydan vermiyordu. İçinden harekete geçen bir önleme mekanizması, onun eyleme geçme kararını vermesini engelliyordu.
Bu türden ya da buna benzer deneyleri hepimiz her gün geçiririz. Meslek alanında gösterdiğimiz girişimlerimize özel yaşamımıza ilişkin konularda rastlanmaz.
Bu neden ileri gelir?
Bunun nedeni, çevremizin bize dikte ettiği ölçülerde aranmak gerekir. Bu ölçülerin getirdiği sınırlamaları durumu iyice gözden geçirmeden kabulleniriz. Ya isteklerimizden vazgeçmeyi yeğleriz, ya da geçici çözümlerle yetiniriz. Bu geçici çözümler de bize yarardan çok zarar getirebilir.
Yukarıda söz ettiğimiz eğitim uzmanı büyük bir olasılıkla iş hayatındaki rakiplerine her şeyi yapabilir. Çünkü iş hayatında genellikle kabul edilen ölçüler içerisinde buna kimse ses çıkartmaz. Buna karşılık küçük yaşlarından itibaren öğretmeninin despot davranışı konusunda öğrendikleri, ona sınırları çok dar bir hareket alanı çizer. Gerçekten de durum, çok daha geniş görüşlü olduğu söylenen zamanımızda hala böyledir.
İsteklerimizin tümü, biz onların bilincine vardıktan sonra, denetimden geçer. Ben bu denetim dönemini her türlü karar verme oluşumu açısından öldürücü dönem diye adlandırmak istiyorum. Bu dönemde istekler, o isteği duyanın davranış ölçüleri birikimine göre onaylanır ya da reddedilir.
Burada iki karara varılabilir:
1-İsteği gerçekleştirme kararı.
2-Uyduğumuz kurallara aykırı kaçması nedeniyle bastırmak kararı.
İsteklerimizin geleceği, bu öldürücü dönemde mutluluklar, başarısızlıklar, dahası kimi zaman tüm geleceğimiz, bu birkaç saniye içerisinde belirlenir.
Bunca önemli oluşuna karşın bu ilişkileri bilenlerin sayısı çok azdır. İnsanlar, otomobillerini, çamaşır makinelerini ve televizyonlarını nasıl kullanacaklarını çok iyi bilirler. Ama kendileri için bu sayılanların tümünden karşılaştırılamayacak kadar büyük önem taşıyan ve karar verme oluşumlarını nasıl etkileyeceklerini bilemeyebilirler.
Bu işi geçici ruhsal durumlara, ya da o anda karşı karşıya bulundukları dış etkenlere bırakırlar. Ya da kendi kendilerine acıyarak şöyle derler : “Ben tüm düşlerimi çoktan gömdüm. Ne zaman onları gerçekleştirmek istediysem bir engelle karşılaştım.” Oysa gerçekte bu engel, doğru olan lehine karar verebilme yeteneğinden yoksunluktan başka şöyle de ifade edebiliriz: İnsanlar genellikle en az çaba harcamalarına gerektirecek olanı yaparlar. Bu da çoğunlukla isteklerini bastırmaktır.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Bir İsteği Gerçekleştirmek,ya da İçimizde Boğma Sorunu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
